Aile içi sağlıklı iletişimin oluşması; aile bireylerinin iletmek istediği mesajı karşı tarafa doğru bir biçimde ulaştırması ile olur. Aile içi iletişim becerileri kuvvetli ailelerde yetişen çocukların iletişim becerileri kuvvetli ve yüksek olur. Bu çocuklar kendini daha iyi ifade eder, özgüvenleri yüksek olur, sosyal çevresinde saygı duyulan ve sevilen bir birey olurlar.
Sağlıklı iletişimin koşullarını sergileyen ebeveynler çocuklarıyla olan iletişimlerinde engellerle karşılaşmazlar. Ancak zaman zaman yapılan, doğru olduğu düşünülen bazı davranışlar, etkili ve sağlıklı bir iletişimin oluşmasını engeller. Bu yanlış tutum ve davranışlar çocuğun sağlıklı gelişimine de engel olur.
1. Çocuğu Yargılamak, Eleştirmek Veya Suçlamak
Çocukların benlik gelişimi anne babanın çocuğu yargılaması ve eleştirmesiyle şekillenir. Çocuğunuz sizinle konuşmaya çalıştığı her anda siz onu yargılar, eleştirir veya suçlarsanız, çocuk da yargılamayı, eleştirmeyi öğrenir. Bir süre sonra “Annem-babam zaten beni hep eleştiriyor, beni anlamıyor.” der ve sizinle olan iletişimi azaltmaya başlar. Kimi zaman da size karşılık verir: “Sanki sen öyle değilsin!” Aynı zamanda sık sık yargılanan çocuklar sevilmediklerini düşünürler, anne babaya karşı kızgınlık durumları oluşur.
> Çok terbiyesiz bir çocuksun.
> Bir defa da doğru yaptığını göreyim.
> Sen çok düşüncesizsin.
2.Çocuğu Anlamayıp Avutmak, Teselli Etmek
Çocuğun anlattıkları karşısında onu avutmaya, teselli etmeye çalışmak, çocuğun kendini anlaşılmamış hissetmesine neden olur. Anlaşılmadığını hisseden çocukta kızgınlık duygusu oluşur, çocuk zamanla da şiddete yönelebilir.
> Üzme kendini, her şey zamanla yoluna girer.
> Merak etme bir şey olmaz.
> Nasılsa o sana küsmüş boş ver onu, diğer arkadaşlarınla oyna.
3. Çocuğu Soru Yağmuruna Tutmak, Çapraz Sorguya Almak, Sınamak
Çocuklar yaptıkları yanlışlar sonunda soru yağmuruna tutulursa zamanla kaçamak cevaplar vermeye, yarı doğru yarı yanlış cevap vermeye başlar. Bir süre sonra farkına varmadan çocuk yalan söylemeye başlar. Sorulardan bıkan çocuklar aileleriyle paylaşımlarını azaltır. Bu da çocuğun ev içinde konuşma özgürlüğünü sınırlandırır.
> Neden ödevini bitirmedin? Neden oyalandın? Kitabını okumaya ne zaman başlayacaksın.
> O ne yaptı? Sen neden ona öyle davrandın? Onu söylemesen olmaz mıydı?
> Bunu sana kim söyledi? Nereden duydun?
4. Gereksiz Yere Çocuğu Övmek, İltifat Etmek
Övülmeyi, kendine iltifat edilmesini herkes ister. Ama yerinde ve zamanında. Çocuklarda böyle aslında. Çocuğunuzun giymiş olduğu kıyafeti çok da kendine yakıştıramadığı her halinden belli olduğu bir durumda “Harika olmuş kızım/oğlum. Sana her şey yakışır.” demek gereksiz ve yersiz bir iltifattır.
Gereksiz iltifatları ve övmeleri çocuklar anlar. Kendilerinin anlaşılmadığını, düşüncelerine değer verilmediğini düşünür. Bu da çocukta aileye karşı bağlılık duygusunda azalmaya sebep olur. İletişim azalır, engeller koymaya başlar.
> Sen harika bir kızsın.
> Sen benim biricik en akıllı çocuğumsun.
> Sen çok güzel bir kızsın. Sen ne giysen yakışır.
5. Ahlak Dersi Vermek, Vaaz Vermek
Her yapılan yanlış sonunda çocuğa ahlak dersi vermeye çalışmak; çocukta suçluluk duygusu oluşturur. Çocuğun değerlerinin önemli olmadığını hissettirir. Durumun yoğun şekilde savunulmasına neden olur. Çocukta direnç oluşturur ve isyana sebep olur.
> Arkadaşına onu söylememeliydin. Susup özür dilemen gerekirdi.
> Birisiyle konuşurken araya girilmez.
> Öyle söylenmez. Her zaman büyüklerine saygı duymalısın.
6. Çocuğun Her Yaptığını Analiz Etmek, Yorumlamak, Tanı Koymak
Çocuğa “Seni senden daha iyi bilirim.” mesajını verdiğimiz durumdur. Çocuğu analiz etmek, yaptığını anlamak yerine yorumlamak ve teşhis koymak çocukta başarısızlık duygusunun oluşmasına neden olur. Çünkü çocuklar kendini korumasız hisseder ve kendisine inanılmadığı kanısına varır. Çocuk yanlış anlaşılma sebebiyle iletişime engel koyar.
> Sen bunu beni kızdırmak için yapıyorsun.
> Aslında senin amacını biliyorum. Onu kıskanıyorsun.
> Sırf ilgi çekmek için böyle hareket ediyorsun.
7. Olmadık Yerlerde Çocuğa Nutuk Çekmek, Öğretmeye Çalışmak
Çocuğun kendini yetersiz ve beceriksiz hissetmesine neden olur. Her fırsatta nutuk dinlemeyle karşı karşıya kalan çocukta bıkkınlık ve nefret oluşur. Zamanla “Bir sen harikasın, doğrusun.” gibi karşılık vermeler oluşur.
> Sen daha çok küçüksün, neler olduğunu anlamazsın.
> Ben küçükken anne babamı hiç üzmezdim, hep söz dinlerdim.
> O öyle yapılmaz, bak ben sana öğreteyim.
Bu yazının birinci bölümünü okumak için:
>>> EBEVEYN İLE ÇOCUK ARASINDAKİ İLETİŞİM ENGELLERİ